Macera, Hayat, Rüya, 7 Kıta Koca Bir Dünya
Puslu Kıtalar Atlası’ndan bir minik paragraf mütemadiyen döner durur kafamda. Okuduğum anda etkilendiğim, kendimle örtüştürdüğüm, bir şekilde yolundan, izinden gitmeye çalıştığım, öyle fark ettiğim, gönülden inandığım bir cümle, inanç, yaşam biçimi.. Bir sürü düşüncenin birleşimi. Üzerine çok düşünmüşümdür, düşünüyorum hâlâ.
Uzun İhsan Efendi şöyle der oğluna:
“Ama bilmek ve şahit olmak en büyük mutluluktur. Macera ise büyük bir ibadettir; çünkü O’nun eserini tanımanın başka bir yolu olduğunu görebilmiş değilim. Kendi payıma ben, dünyayı rüyalarımla keşfetmeye çalıştım. Bu, yeterince cesur olmadığımın bir göstergesi olabilir. Aynı hatayı senin de yapmana yol açmak istemiyorum. Sana izin veriyorum, git. Git ve benim göremediklerimi gör, benim dokunamadıklarıma dokun, sevemediklerimi sev ve hatta, bu babanın çekmeye cesaret edemediği acıları çek. Dünyadan ve onun binbir halinden korkma!”
Bilmek ve şahit olmak en büyük mutluluktur. Macera ise büyük bir ibadet.. Daha ne diyebilirim ki üstüne!?
Diabolo Violette, bu mini yazına bayıldım 🙂 tek kelimesine dokunmadan bir de benim blogda yayınladım. eline ağzına sağlık, tam da şu sıra içimden geçenleri anlatmışsın sanki 😉
Çok teşekkür ediyorum.. Paylaşmış olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Eğer kitabı okumadıysan da şiddetle tavsiye ediyorum. Hatta yazarın tüm kitaplarını öneririm. 🙂
kesinlikle listeme aldım kitabı 😉
bu arada denizborulcesi?! yeni blog mu aldın, tam da Diabolo Violette’yi doğru ve ayrı yazmasını öğrenmiştim 😀
pardon ya ben denizbörülcesi’nin hesabından girmişim dalgınlıkla. blog’da powerball ve rumba yazılarını yazan yazar kendisi. 🙂 yeniden teşekkür ediyorumeheh
çok güzelmiş bu ,iyi ki paylaş mışsın ,kitabı okumak istedim 🙂
çok teşekkür ediyorum, çok sevindim vesile olduğum şeye.. kesinlikle tavsiye ederim okumanı 🙂