Bir Vize Sergüzeşti!

Yurtdışına gitmek istiyorsunuz. Schengen’e dahil olmayan bir ülke olsun bu.

Yeşil pasaport dâhil vize uyguluyor. Siz de vize almaya çalışıyorsunuz.

Ne kadar bir harcama söz konusu acaba toplamda?

 İlk kez pasaport alıyorsunuz ya da pasaportunuz süresi bitti yenisini almak durumundasınız.

Eski pasaportunuzda yer var ama uzatma diye bir şey yok artık malum, yeniden defter parası ödeyeceksiniz. Oh ne âlâ! Boşa harcanan deftere mi, haraç gibi defter parasına mı, biriken pasaportlara mı yanarsın…

Pasaportla beraber 513 tl. 10 yıllık… 

İki kişi olduğunuzu varsayalım, biz eş olarak başvurunca 1026 tl etti. 

 Biyometrik fotoğraf 8 tane 15 tl.

İki kişi 30 tl. Fotoğrafçıya göre değişir tabii. 

  Pasaport, 2-3 gün yerine 20 günde geldi. Sistem şahane!

 Pasaport elimizde, peki vize?

 Öncelikle vize için gereken belgeleri toplayalım:

  –      Banka ekstreleri: Bazı bankalar ekstrelerden para almıyor ama bazıları sayfa başına 5 tl gibi anlamsız bir ücret istiyor. Konsolosluk da bankanın elden vermediği imzasız ekstre istemiyor.

  –      Fotokopiler için 5-10 lira diyelim. 2 nüsha isteniyor tüm belgelerden.

 –      Belgeleri kendi orijinal dillerinde istiyor bazı ülkeler.

Yeminli tercüman kapısı çalmak durumunda kalıyorsunuz. Evlilik cüzdanı, nüfus kayıt örneği gibi belgeler. Sayfası 20-25 tl kadar.

Ayrıca iş, okul vb. için gidiyorsanız diploma vb. şeyler de katarsak 100-200 arası bir meblağ oluyor. İyi ki noter demedik, onu isteyen ülkeler de var. 200 tl oluyor sana 700-800 lira. Noter bambaşka bir dünya!

 Şimdi siz konsolosluğun olduğu ilde oturmadığınızı düşünelim. Konsolosluklara ya da konsolosluğun anlaşmalı olduğu şirketlere şahsen başvuru isteniyor. Bazen aracı kişi ya da şirket kabul edilebiliyor. Ankara veya İstanbul’a gidilecek, ya da bunları yapacak bir arkadaş bulunacak  yahut aracı ile anlaşma yoluna gidilecek. Bizim arkadaşımız yoktu, aracıyla anlaşmak durumunda kaldık meselâ. Zira işten izin almak, yol parası vermek daha zor ve pahalı olacaktı.

 Belgeleri gönderdik 20 tl.

Islak imzalı, orijinal belgeler istendiğinde posta yoluyla belge alışverişi gerekiyor.

DHL, UPS gibi kargo firmaları devreye girer belge başı 50 euro diyor adamlar.

Küresel olarak lojistik işini çözememiş olmamız çok acı.

 Aracı ücreti 50/100 tl arası değişiyor kişi başı olarak.

Ve vize ücreti geliyor 2013 zamlarıyla kişi başı 85 euro dendi.

Bunları hallederken harcanan yol parası…

Ve elbette ulaşım bedeli. Uçak, gemi, otobüs, tren bileti…

Bütün bunları yaparken çalışıyorsan işten izin almaya uğraşıp belgeleri ayarlama, bekleme sancısı vs.

O da ne!!! Bir de her şey bittikten sonra yurtdışına çıkarken ödediğimiz çıkış har(a)cı!

Sonuç: Bir ülkede 1 hafta 10 gün kalınacak.

Peki şu an özgür bir seyahat mi bu? İstediğimiz gibi istediğimiz bir yere, istediğimiz bir zaman gidebiliyor muyuz? Yoksa acımı çekiyoruz? Pasaportu alınca iş bitiyor mu? Daha yurtdışına adım atamadan geçirdiğimiz evre ve verdiğimiz ücretler normal mi?

Ne var canım vereceksin işte 500 lira 10 yıl rahatsın demek normal bir beyinden özenle süzülerek geçirilmiş bir cümle mi? Yoksa tuzu kuruluğun daniskası mı?

Zira bu paralar toplandığında maaş ya da maaşlar söz konusu demek oluyor bu ülkede.

Yeme, içme, kalma paralarının karşılandığı eğitimlere, burslu çalışmalara pasaport, vize ve ulaşım bedelini normal şartlarda ödeme ihtimali bile bulunamayan arkadaşlarımı düşününce dünya üzerinde hareket edebilmenin zorluğu ciddi anlamda batıyor. Bazen 10 adım ötende duran ülke sınırı 10 yıllık mesafede gibi durabiliyor.

Oysa anayasa normları arasında hiyerarşi olmamasından mütevellit seyahat özgürlüğü, yaşama hakkı kadar hakkımız, pasaport ise uluslar arası kimlik belgemiz. Vize olayına değinmek bile istemiyorum.

Bir vize macerasının hissettirdiklerini kısaca anlatmaya çalıştım.

 

 



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir