Letterkenny’de Akşamüstleri..

Yürüyebilen bir toplum istiyoruz deniyor bu son günlerde. Yayalar, arabalarla savaşarak ilerlemesin şehirde.

İşte İrlanda, Donegal’de bu hakkınız baki.. Ray sisteminin kollarının bittiği bu bölgede, her yer sizin.

Neredeyse herkesin bir araç sahibi olduğu, otobüsün (bkz. Bus Éireann) günde sadece birkaç kez geçtiği Letterkenny’de böyle gördüm en azından. Kentin merkezinde nispeten etrafı görebileceğim bir yere çıkıp bakıldığında evler sanki dağınık birer halka oluşturarak merkezden uzağa saçılmışlar. Aralarındaki mesafe hatrı sayılır biçimde uzak. Zaten kilometrekareye düşen insan sayısı da 50 civarında. Genelde herkes kendine ait müstakil evlerde yaşıyor. Apartman yaşantısı çok daha sınırlı kalmış. Gerçi bu sayede güzel ve düzenli bahçeleri olan evler süslüyor etrafı. Böyle evlerde ikâmet edildiğinde bahçeyi düzgün tutmak, çimleri biçmek zorunlu. Evler ise nüfusa inat eder biçimde çok odalı. Bir müstakil eve baktığınızda 3 oda 2 banyoyla başlayıp 5-6 oda 3-4 banyoya kadar çıkabiliyor. Oldukça geniş diyebiliriz. Evler de genelde eşyalı olarak kiralanıyor. Bahçeli evleri gördüğümde en çok aklıma gelen nedense pişirilip pencere kenarına konan tartlar ve cheesecake’ler oluyor. O evlerde bir hareketlilik göremesem de önlüklü bir anne çıkacakmış geliyor kapıdan her an.

Apartman daireleri de mevcut tabii ki.. Daha ziyade şehir merkezinde olan dairelerde, fazla oda ve bahçe ile uğraşmak istemeyen, markete vs. daha yakın olmayı tercih edenler kalıyor.

Letterkenny Teknoloji Enstitüsü sayesinde bolca öğrenci ve öğrenci daireleri görmek mümkün. Orayı ayakta ve canlı tutan en önemli etken desek abartmış olmayız zannediyorum.

Bir şeyler almak üzere markete girdik. Avrupa’daki birçok kentte büyük alışveriş merkezleri şehirden uzakta kurulurlar. Sadece ufak çaplı marketlere ulaşırsınız. Bizdeki gibi Kipa yanında Migros, onun yanında Koçtaş, biraz uzağında Cevahirler, Agoralar, Ankamall’ler olmaz pek. Letterkenny’de ise devasa olmasa bile büyük marketler, alışveriş merkezleri görmek mümkün. Esasen düşününce zaten her yer birbirine uzak bu alışveriş merkezini de alıp şehirden uzağa koymak mantıklı gelmemiş olabilir, bilemiyorum. Yine de şehir dışına doğru birkaç büyük market de görebilirsiniz. Ve akşam 9’a kadar açıklar genelde. Ha ne derdim var marketle falan diyecek olursanız. Yeni bir yere gittiğimde marketleri ve pazarları gezmeyi çok severim ben. Neler yeniyor içiliyor, farklı, yerel neler var diye bakarım. (Bu konuyla ilgili olarak Brüksel’deki Châtelain Pazarı’nı yazmıştım daha önce)

Bölgenin yaşam tarzı, alışkanlıkları hakkında az çok bilgi verir buralar. Meselâ gördüğüm tüm marketlerde makarna ve peynir çok az bulunuyor. Zaten makarna genelde restoran menülerinde yer almıyor, peynir de kahvaltılarında bulunmuyor. Bakliyat hiç görmedim. Zeytinyağı çok az. Ancak kocaman boy, çok kocaman boy cipsler var. Mikrodalgada yapmaya yönelik hazır yiyecekler tıkabasa..

Bunların hepsinin dışında bu kentin yakın zamanda muhtemel evim olma düşüncesiyle, ulaşım, yeme içme gibi durumlar normal bir seyahatten biraz daha fazla ilgimi çekmiş olabilir, o da ayrı bir konu.

Merkezdeki alışveriş merkezlerinin üst kısmına doğru ise İrlanda’nın en uzun caddesi olarak anılan Main Street (ana cadde) yer alıyor. Bir tepeye konuşlanmış, İrlanda’nın yerel binalarının olduğu bir cadde burası. Lower ve Upper Main Street olarak bölünüyor. Aşağı Ayrancı, Yukarı ayrancı geldi aklıma bak. Neyse, publar, restoranlar, çeşitli dükkânlar mevcut. En çok kuaför gördük sanırım. Ancak ben bu caddeye geldiğimde çoğu kapanmıştı. Sadece yürüdük sokaklarda.

Zira daha önce sözünü ettiğim gibi buraya gezi amaçlı gidemediğimiz için sırtımda çantam alıp başımı dolaşamadım her yerde. Akşamüstü itibarıyla sınırlı saatlerle edindiğim gözlemler bunlar. Olur da evim olursa buralar, çok daha köşe bucak tecrübe ve bilgilerle dönebilirim.

Dublin’e doğru yaklaşık 3,5 saat süren dönüş yolunda pencereden baktığımda yukarıdaki gri ve yerdeki yeşille beraber İrlanda müzikleri çınlıyordu kulağımda. Her hâlükârda topraklarında yürüdüğüm için mutluydum, bu coğrafyanın. Tekrar geleceğime inanarak çok hüzünlenmeden döndüm.

İrlanda hakkında yazdığım diğer yazılar için şöyle buyurun Zümrüt Ada İrlanda ve Bir Avuç Böğürtlenin Peşinde.. 



0 thoughts on “Letterkenny’de Akşamüstleri..”

  • irlanda’ya bir şekilde yolu düşmüş, havasını içine çekmiş herkesin ortak noktası;
    bir gün tekrar döneceğime inanmak. en azından öyle olmasına niyet etmek. umarım en kısa sürede tekrar düşer yolun. bu sefer daha uzun soluklu, daha güzel anılarla..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir