Köken Bilir Misiniz? #5 [Şezlong, Tirbuşon, Portmanto]

Bugün de kökenlere başka bir yönden değinmek istiyorum. Bu sebeple, günlük hayatta sıkça kullandığımız birkaç farklı kelimeyi bir arada ele alacağım.

Meselâ şezlong kelimesinden başlayalım. Bu, bileşik bir kelime olup Fransızca kökenlidir: chaise longue. Chaise, sandalye, longue da uzun demektir. Çok basit biçimde ‘uzun sandalye’ demektir işte. Ama sadece sahillerde güneşlenmek için kullanılan sandalyeler değil, doktor odalarında bulunabilen tek kişilik uzun koltuklar, digitürk koltuğu gibi olan koltuklar için de kullanılır. Yani her türlü uzun koltuk bu kelimenin tanımına tâbidir. Şimdi düşünüyorum da biz şezlonga uzun koltuk desek komik gelirdi çoğuna. Şezlong daha normal geliyor. Kelimenin yıllar önce dile yerleşmesi, böyle alışkanlık edilmesi ayrı bir olay tabii ki fakat şezlong gibi kullanılan nice kelimeye baktığımızda adamların çok rahat ve açıklayıcı olarak kullandıkları, uzun sandalye, kısa pantolon, ışık saçan gibi kelimeleri sanki biz kendi dilimizde kullansak ayıp olacakmış hissi seziliyor. Hayır yani kapsamlı ve ayrıntılı bir uzmanlık alanına ait terim falan değil bu sözcükler.

Bakın aynı durumu başka kelimede inceleyelim: 

Yine Fransızca kökenli olup tire-bouchon şeklinde iki kelimedir. tire, çekmek, çıkarmak anlamındaki tirer fiilinden gelir; bouchon ise kapak, tapa, tıkaç demektir. Yani adamlar, kapak çıkaran, kapak çıkarıcı gibi bir kelime kullanıyor çok basit biçimde. Biz ise tirbüşon, türbişon, tirbişon gibi tam olarak nasıl yazılması gerektiğinden her zaman emin olamadığımız bir kelime kullanıyoruz. Sanki kapak çıkarmak dışında çok ulvi görevlerle donatılmış uzaydan düşmüş bir alet mübarek. “Ahmet ya şu kapak çıkarıcıyı versene” demek fena olmayabilirdi yani. Bu kapak çıkarıcı olmaz da türetilmiş uygun başka bir sözcük olur, fark etmez.

 

 

 

 

Bir de portmantoyu listeye alayım istedim. Malum çok kullandığımız kelimelerden. Fransızca porte-manteau şeklinde yine bileşik bir sözcüktür kendisi. Bir an kendimi Kelime Oyunu’ndaki İhsan Varol gibi hissettim 🙂 Porte, taşımak anlamındaki porter fiilinden gelir. Manteau da bildiğimiz manto. Ve işte kelimemiz!!! Manto taşıyan, kabantaşıyan, mantoluk, kabanlık vs. (Gerçi sıklıkla fortmanto altında ezilir ama ne yapalım..) Ama gelen misafire “Dur üstündekini manto taşıyana koyayım” desek karşıdaki güler herhalde. Ne bileyim bu durumlar bana her daim garip gelmiştir. Dil çok acayip bir şey. Alışkanlık çok acayip bir şey, dili kullanan insan çok acayip bir şey.

 

İşte bir kökenin daha sonuna geldik. Yenilerinde görüşmek üzere..



10 thoughts on “Köken Bilir Misiniz? #5 [Şezlong, Tirbuşon, Portmanto]”

  • 😀 😀 yine çok eğlenceli bir yazı olmuş. Alışkanlıklar kadar insanın kendisi de acaip dediğin gibi, ama bir de iyi tarafından bak buzdolabı terimini bulan sağolsun refrigerator’dan kurtulmuşuz 😀 😀 Galiba biz ingilizce olan terimlere değilde fransızca olanlara torpil geçiyoruz, her yabancı kelimenin altından onlar çıkıyor 🙂

    • teşekkür ederim… konu üzerine söylenebilecek çok şey var da.. yaz yaz bitmez işte.. esasen refrigerator de aynı dil kökünden geliyor 🙂 diyerek devam etsem mi bilemedim..
      çok güzel kelimelerimiz de var canım, ona söz yok 😛

      • devam et tabi, seni tutan mı var 😀 Amerikalı ve kazak arkadaşlarımdan duymuştum önceleri, türkçe öğrenirken en çok fransızca kelimelerin çokluğuna şaşırıyorlardı, bir de erkek arkadaşı hindistan’da olan amerikalı kız hintçeyle bile benzer kelimeleriniz var demişti o ayrı 🙂 dünya, helva vs… gider bu böyle 😀

  • kapçık’ı tuttum 🙂 bundan sonra kullanmayı düşünüyorum 😀 bence hepimiz kullanırsak günün birinde yaygınlaşabilir. hatta bu kelimeyi ilk defa kim icat etti diye araştırınca bu websitesine ulaşabilirler! vay canına, tarih yazıyor olduğumuzu hissettim bir an! 😀 😀

    bi de aynı şeyi robdöşambr fln için de söyleyebiliriz bence: robe de chambre, oda elbisesi 🙂 🙂 ama oda elbisesi deyince havalı olmuyo, malum 😛 😀 yani fransızca kelimeleri sırf havasından dolayı böylece tutmuş, türkçeleştirmemişiz, kesinlikle bu sonuca varılabilir 😉

      • evet şekerim (ya da seviyeyi düşürmeyeyim, ma cherie diye hitap edeyim sana :P) havalı olmak için ne yapıyoruz; evin içinde elimizde viski kadehleri ve robdöşambrlarımızla dolaşıyoruz. nuri alço stayla. ehu ehu 😀 😀

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir