Gardaland

Bir hayalin gerçek olduğu yer!

İtalya gezi yazımıza, gezinin en eğlenceli kısımlarından biri olan Gardaland ile başlamak istiyoruz. Gardaland special tour!! 🙂

Gardaland, Garda Gölü’nün hemen güney doğusunda, Verona’ya bağlı Castelnuovo del Garda’da yer alan Avrupa’nın 3. büyük eğlence parkıdır.

[googlemaps https://maps.google.com/maps?hl=tr&safe=off&client=firefox-a&channel=fflb&ie=UTF8&q=gardaland+google+maps&fb=1&hq=gardaland+google+maps&hnear=gardaland+google+maps&cid=0,0,13785984348042694893&t=h&ll=45.459649,10.691071&spn=0.168567,0.291824&z=11&iwloc=A&output=embed&w=425&h=350]

Eğlence parkına yakın birçok kasabadan, Verona’dan ve hatta otellerden bilet almak mümkün. Bilet fiyatları satın aldığınız yere ve güne göre değişebilir. Çarşamba günü halk günü olduğundan bilet fiyatı daha uygundur. Siz bilet almadan mutlaka ön araştırmanızı yapın. Çevre kasabalardan parka ulaşımda kullanabileceğiniz bedava ring otobüsleri çalışmaktadır. Ayrıca parkın önünden geçen belediye otobüsleri de mevcut. Turist danışma bürolarından rahatlıkla bilgi ve bilet alabilirsiniz. Buralardan bilet aldığınızda birkaç euro da olsa daha ucuza alma şansınız olabiliyor. Kaldı ki her yerde parka ilişkin poster, broşür vb. görmek mümkün. Biz ertesi gün için turist danışma bürosundan satın aldığımız biletleri 10’ar € ucuza getirdik.

Parka da aşağıda fotoğraflarını gördüğünüz ücretsiz ring otobüsleriyle gittik. Biraz kalabalık oluyor hâliyle..

 

İçeri girdiğimiz anda elimdeki Gardaland haritasını ezberlemiştim 🙂 Böyle yerlerdeki ilk problem kaybolmak ve nerede olduğunuzu anlayana kadar değerli enerjinizi harcamaktır.

Buradaki oyuncaklara çanta ile binmek yasak ancak diabolo’nun sırtında fotoğraf makinası çantası vardı. Mammoth adlı ilk hız treninin önünde o önemli kararı verdik ve girişin hemen yanında yer alan askılara çantayı bıraktık ama ciddi anlamda tedirgindik zira her yerde askılarda değerli eşya bırakılmaması yönünde uyarılar vardı. Sıraya girişte dijital ekranda tahmini bekleme süresinin 50 dakika olduğunu görüp küçük çaplı bir şok yaşamadım değil. Bir oyuncağa binmek için bu kadar beklersek biz Gardaland’i 1 günde nasıl bitirecektik? Başlamak bitirmenin yarısıdır deyip, Mammoth’un sırasına girdik.

 

 

50 dakika olmasa da yaklaşık 30 dakikada sıra bize geldi. Daha sonraları önünden geçtiğimiz sırada ekrandaki bekleyen kişi sayısı 0 (sıfır) yazısını görünce azıcık dudak bükmedik değil tabii ama kader kısmet işte 🙂 Amaaan carpe diem!

Steel rollercoaster kategorisindeki bu tren, sadece bacaklarınızın üzerine kapanan demirden bir korumalığa sahip olduğundan 360 derece dönüş ya da burgu gibi özellikleri olmayan bir tren olduğunu baştan belirtti. Bu özellikleri olmamasına karşın gerek hızı, gerekse dönüşlerde yarattığı heyecan ve bir mamut yuvasını temsil eden teması gereği yaşattığı görsel materyallerle oldukça eğlenceli vakit geçirdiğimizi söyleyebilirim. Trenden indiğimizde RollerCoaster Tycoon’da her trenden inen oyun karakteri gibi 32 dişimiz görünecek şekilde gülüyorduk, hayalin gerçek olması diye buna derim!

Mammuth sonrasında fotoğraf makinası çantasına koştuk, yerinde durduğunu görüp derin bir nefes aldıktan sonra böyle gitmez deyip 5€’ya çantayı ve içindekileri emanete teslim edip rahatladık. Buradan water coaster kategorisine ait Fuga de Atlantid’e (Atlantis’ten Kaçış) bindik. Yüksekten suya iniş haricinde suda aheste ilerlemeden ibaret olan bu oyuncağı denememek olmazdı. Oldukça da eğlendiğimizi söyleyebilirim. Öğle güneşinde ıslanmak ikimize de  iyi gelmişti.

Fuga de Atlantid’in ardından parka panoramik bir bakışa imkân sağlayan UFO’ya bindik. UFO, ziyaretçilerin oturduğu 360 derece dönen bir platfoma sahip ve bu platform yaklaşık 30-40 metre yüksekliğe ulaşıp parkı ve çevreyi kuş bakışı izleme imkânı veriyor. Her yer yemyeşil!!!


 

Bu alıştırmalık eğlencelerden sonra sıra, parkın en yeni oyuncağı olan Raptor’u denemeye geldi. Raptor 2011 yılında parka katılan wing coaster kategorisinde yer alan çılgın bir hız treni. Üzerinde ortalama 2 dakika 11 saniyeniz geçiyor ancak, bu esnada 65 derecelik bir açı ile düşüşe geçip 90 km/h’lik bir hıza ulaşıyor, toplamda 55 saniye 9 saliselik bir sıfır yerçekimi burgusu ve 32 saniye 10 salise süren bir kıvrılma yapıyorsunuz. Bunları yaparken kertenkele temalı bir hız treninde olduğunuzu, yer yer üzerinize damlalar ve pulverize halde su püskürtüldüğünü ve kaya formu verilmiş geçitlerden geçtiğinizi de unutmayalım. Sonuç olarak çığlıklar arasında mükemmel bir adrenalin ziyafeti çekiyorsunuz. Bu kadar anlattık, çektiğimiz bir kaç fotoğraf ve videoya bakalım;

Raptor’a zorla da olsa elveda dedikten sonra serbest düşüş kulesini denemek üzere yola çıktık. Girişteki tabelayı görmüş ama şansımı denemeye karar vermiştim. Yaklaşık 5 dk boyunca boş olan ancak yürümemiz gereken sıra alanını yürüdükten sonra tam koltuğa oturmaya hareketlenirken görevlinin uyarısı ile irkildim. Girişteki tabelada 190 cm ve üzerindekilerin bu oyuncağa binemeyeceği yazıyordu. Boynumuzu büküp acil çıkış kapısından dışarı çıktık. Nemli gözlerle serbest düşüşte çığlık atanlara baktık ve o kadar da güzel değilmiş diyerek yolumuza devam ettik. Hıh..
Rollercoaster ateşim daha sönmemişti, Gardaland haritasından Magic Mountain adlı rollercoaster’ın yerini bulup hızla sıraya girdik. Magic Mountain, 1985 yılından bu yana hizmet veren steel rollercoaster kategorisine ait bir hız treni. Üzerinde geçirdiğiniz süre 2 dk. Bu sürede 4 burgu(inversion), 2 dikey tam tur dönüş(loop) ve 1 adet çift sarmal dönüş(double corkscrew)’den geçiyorsunuz. Ulaştığınız en yüksek hız 70 km/h. En az Raptor kadar eğlendiğimizi söyleyebilirim.

Magic Mountain’ın ardından yakında olduğunu bildiğim Top Spin’e götürdüm diabolo’yu. Top Spin, oyundan bildiğim kadarıyla mideyi zorlayan bir oyuncaktır. Özellikle yaptığı hızlı ve tahmin edilemeyen dönüşler ziyaretçileri oldukça etkiler. Bunu bildiğim için diabolo’nun oyuncağı seyir halinde görmemesi gerektiğini de biliyordum. Bir şekilde şansın da yardımıyla oyuncağın önünden geçip sırasına girdiğimiz sürede oyuncak yerde ziyaretçi bekliyordu. Diabolo’nun “bu da diğerleri gibi hızlı mı?” sorusuna “ gönül rahatlığıyla “ hayır” cevabını vermiştim çünkü diğerleri gibi hızlı değildi J bunun hızı çok farklıydı. Koltuğa oturduk. Bacakların arasında karın boşluğuna gelen bir korumalık ve yukarıdan inip omuzdan göğsü sabitleyen ikinci korumalığı da kilitlerken diabolo’nun suratındaki ifade olacakları biraz olsun anlatıyordu 😀 Ben çok eğlendim, kararı size bırakıyorum..

Yorgunluğun da çökmesi ile oturacak bir yer arayışımıza çocuk alanındaki su fıskiyelerinin çevresindeki banklarda çözüm bulduk. Fıskiyelerden fırlayan suların altına koşuşan çocuklar o kadar eğleniyordu ki kendimi tutamadım ve fırlayan suların birinin altına da ben girdim.





 

Gün sonunda Atlı Karınca ile kapanışı yapıp Gardaland maceramızı noktaladık. Gerçekten çok eğlenceliydi. Rollercoasterlardan ve eğlence parklarından hoşlananlar için mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir yer. İçeride her türlü yiyecek içecek mevcut. Meyveli buzlaşlar “Gel beni al” diye bağırıyorlardı resmen.

Dikkat çekici diğer bir unsur ise, içerinin bunca kalabalığa rağmen tertemiz olmasıydı. Yeşil ve temiz! Çiçekler, böcekler, ağaçlar, oyuncaklar! Miss! 🙂 Güzel bir gün oldu.. Hayaller gerçek oldu..



4 thoughts on “Gardaland”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir