Flutensemble

Bu yazıyı konserin üzerinden saatler geçmesine rağmen kulaklarımda yankılanan Tritsch Tratsch Polka – Johann Strauss II’nin hareketli melodisi eşliğinde yazıyorum.

26 Ekim tarihinde diaboloya bir sürpriz yapmak için almıştım biletleri ancak art arda gelen şehit ve deprem haberleri sebebiyle konser ileri bir tarihe ertelendi. Ertelenmeseydi de gidecek moral kalmamıştı zaten. Bu sebeple konseri erteleyen yetkililere de teşekkür etmiş olalım.

Konser tarihi 21 Kasım 2011 olarak açıklandı, ne büyük şans ki ikimiz de uygunuz. Saat 20:00 oldu, öyle bir yer seçmişim ki sahneyi tam ortalıyoruz, etrafı incelerken salon yavaşça loş ışıklandırmasına kavuştu ve Çiler Akıncı’nın liderliğinde Flutensemble grubu sahnedeki yerini aldı. Gruptaki diğer kişilerin isimlerine yer vermemek olmaz; hepsinin nefesine sağlık.

Çiler AKINCI, Seda GENCAN, Ezgi SÖZER, Buğsen BUBER, Ece KILIÇARSLAN, Derya Atasoy KARADUMAN, Seda MİNARECİ, Gökçe KOCAKÜLAH, Damla ŞENER, Gülşah KARAKAŞ, Feyza Nur SAĞLIKSEVER, Açelya CANİK, Ayça MALKOÇ, Vurmalı Çalgılar: Özge KURBAN, Lerzan TUNCER, Dora ERTAÇ.

55 dakika süren performansları tek kelimeyle harikaydı, kişi başı 5 tl’ye böyle bir konseri izlemek gerçekten büyük bir şans.

Konserin temel olarak 2 bölüme ayrıldığını söyleyebiliriz. Grup ilk bölümde klasik eserlere ikinci bölümde ise flüt haricinde vurmalı çalgıları içeren parçalara yer verdi. Açıkçası hiç sıkılmadan tempo tutarak izlediğim bir konser oldu.

Grup tamamen kadın sanatçılardan oluşunca elbise seçimlerine değinmeden edemeyeceğim, tamam sahnede şık olmak gerekiyor bu konuda hemfikiriz ancak; bana göre öncelikle bir grup olmanın gerekliliği olan ahengi/uyumu bozmamak gerekli. Sen sahneye üzerinde zor yürüdüğün bir topuklu ayakkabı ile çıkarsan aklımda sanatınla değil o sahneye çıkarkenki tökezlemenle kalıyorsun, bu benim suçum değil. Küçük bir ayrıntı olabilir ama şeytan ayrıntıda gizlidir derler.

Bir ayrıntı daha, sahnenin izleyiciye göre en solunda yer alan hanımefendinin flüt çalışı göz alıcıydı, her notada vücuduna verdiği şekil insanı daha da müziğin içine çekiyordu, kendisinin ismini öğrenemedim, bulursam buraya ekleyeceğim.

Sonuç olarak salondan güler yüzle ve mutlu ayrıldık, bu konserler hep çok çabuk bitiyor gibi geliyor ya, tam ısınmışken son 2 şarkımız diyorlar, olmuyor.. Yazının başında Tritsch Tratsch Polka demiştik, paylaşmadan olmaz, iyi dinlemeler.



2 thoughts on “Flutensemble”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir