İrlanda’da Kuzey Işıkları

İrlanda’ya geleceğimizin belli olduğu ilk anlarda aklıma gelen ilk düşüncelerden biri ‘Acaba kuzey ışıklarını görebilecek miyiz?’ idi. Yani malumunuz en kuzey noktası 55 derecede olan İrlanda bile kuzey ışıkları için güneyde kalıyor. Ama hani biz de neredeyse en kuzey noktasında oturuyoruz, şöyle falezlerden aşağı bacakları sallandırarak sonsuz gibi görünen kuzey ufkuna doğru baksak acaba görebilir miydik?

Şu gün itibarıyla üzerinden epey zaman geçti ama Saint Patrick Günü (17 Mart) için kuzey ışıklarıyla ilgili tüm siteler alarm hâlindeydi. (Ufak bir not önceki yıl Saint Patrick Günü’nde İrlanda’da kuzey ışıkları gözlenmişti.) Kuvvetli bir güneş fırtınası olmuştu ve tüm yıl neredeyse en fazla 5-5.5 Kp seviyesi 8-9-10 Kp olacak deniyordu. (KP ne demek peki?)
Ve çok şanslıyız ki o gün hem tatildi hem de ertesi günü Özgün işe nispeten geç gidecekti. Diğer bir şanslı olduğumuz konu ise hava nispeten az bulutluydu. Esasen bulutun az olması en büyük şans oluyor sanırım. Yağmur fırtına çıkmaması, gökyüzünün bulutlarla kaplanmaması için dua ediyorduk. Gün batarken pılımızı pırtımızı alıp en kalın kıyafetlerimizi kapıp çıktık yola. Horn Head‘e gittik. Önce Dunfanaghy’deki Killahoey plajına gittik ama sahilde görmek imkânsızdı zira çılgın bir pus/sis vardı. Bırak ufku 100 metre ötesi seçilemiyordu. Hevesim acı şekilde kursağımda kaldı. Daha yüksek bir noktaya çıkmalıydık. Yollar dar, ışıksız ve ıssız ama hevesimiz büyüktü. Çıktık tepeye. Yalnız olmadığımızı görmenin sevincini yaşadık o ân.

Herkes fotoğraf makineleriyle kurulmuştu tepeye. Başımı kuzeye çevirdim ama doğuda öyle yarım saat bir saatte gitmeyecek dev bir bulut kütlesi vardı ve ufuktan yaklaşık 45-50 dereceye dek uzanıyordu. 8-9 Kp demek sadece ufka doğru bakınca değil başımızın hemen üzerinde ışıkları görmek demekti ama bunlar teorideydi. Hangi saniye ne olacağı tam kestirilemeyen bir durumdu bu sonuçta.

aurora service

aurora 2Yukarıda Aurora Service – Europe sayfasının örnek bir güncellemesini görebilirsiniz. 4 kp seviyesi için böyle bir harita veriyor. 8-9 kp dediklerinde Belçika’ya Hollanda’ya Fransa’ya kadar yemyeşil idi bu harita.
Şans etkenlerinden biri de ay olmamasıydı. Şehir ışığından uzaktık, ay ışığı yoktu, herhangi bir ışık kaynağı yoktu. Şahane! İşte bu şartlarda çıplak gözle kuzeye baktığımızda gördüğümüz tek ilginç şey o dev bulutun arkasında batıya doğru uzanan beyazımsı bir parlaklık. Bilmesen bulutun arkasında ay var dersin. Çıplak gözle renkli herhangi bir şey göremedik. Yıldızlar harika görünüyordu o ayrı. Tamam heyecanla bakıyoruz, teoride neyle karşılaşacağımızı biliyoruz ama o güne dek gördüğümüz fotoğraflardan bildiğimiz durum ise, bu kuzey ışıklarının fotoğraflarının genellikle uzun poz süreli çekildiği idi.
O sırada üçayağı kurduk makineleri ayarladık ve 10 sn poz süreli ilk denemeyi yapınca bulutun arkasında gördüğümüz o ışıltının fotoğrafa yeşil olarak yansıdığını gördük. Hmmm! Öğreniyoruz… Tarayalım bakalım gökyüzünü… Yeşilin hemen üstü biraz daha uzun bir poz süresiyle bir bakıyoruz pembe-kırmızı çıkıyor. Gözümüzün bunları seçememesi ne acı! Işıklar tepemizde dans ediyor, biz sadece fotoğraf makinasının ekranından görebiliyoruz. Demek böyle oluyormuş diyoruz. Belki de yeterince kuzeyde olmadığımız için bulunduğumuz noktadan ancak bu kadar algılanabiliyordu.aurora 3Bir müddet sonra, Ülker yıldız kümesinin üzerine denk gelen bir bölgede güneşten gelen bir ışık hüzmesi benzeri dikey bir ışık algıladık. Karanlık göktüzünde çıplak gözle çok rahat fark edilebiliyordu. Makinamızı o yöne çevirip çektik ve yeşil ışığı kesen pembe bir ışık olduğunu gördük. Deli gibi heyecanlandık. Gökyüzü saniyeden saniyeye değişiyordu. Nitekim o hüzme de çok uzun kalmadı. Bir iki dakika içinde yok oldu.
Çekmeye devam ettikçe, farklı süreler ve ayarlar denedikçe gökyüzünde farklı tonlar gördük. Bütün bunları tecrübe ederken açık kalan çenemize engel olamadık elbette. Dünya gözüyle görmeyi bu kadar çok istediğimiz bir olaya denk gelmek delicesine bir mutluluk yaratmıştı içimizde. Kabımıza sığmak ne mümkün!

aurora 4

Sonra uzun bir süre çok bir değişiklik olmadı. Saat 23.30 olmuştu. Yaklaşık 3-4 saattir oradaydık. Sabaha kadar da beklerdik ama Özgün’ün uykusuz kalmaması gerekiyordu. Gökyüzünde bir değişiklik yoktu, insanlar yavaş yavaş gidiyordu. Bir yandan gitmek istemiyoruz ama hava da buz gibi… O sırada az çeken internetle sürekli ilgili sayfaları güncelliyorduk 5 dk içinde aktivite gösteriyordu. Biraz daha bekledik ama bir değişiklik olmayınca elimizdekilere şükrederek eve doğru yola koyulduk. Yüzümü arabanın penceresine yapıştırdım öyle dönüyorum. Ya bir şey olursa? Murphy kanunları var, hayatın açıklanamayan kuralları var. Ya başımı çevirince gökyüzü bir anda dalgalanırsa, ya ışıklar arkamdan dans etmeye başlarsa, ya çıplak gözle göremediklerimiz görünür olursa, ya o beyazımsı, şeffaf tonlar yeşil, kırmızı, pembe olursa? Kafamda deli sorular… Derken bir çığlık attım. “Özgün dur, dur, dur!!! Çek kenara çek! Dur! Yap bir şey!”

Kendimi arabadan nasıl attım bilemiyorum. Ah işte ah! Dönüyormuş gibi yapacaktık ama dönmeyecektik, kandıracaktık sadece. Bak nasıl da hareketlendi işte gökyüzü. Offf! Artık o kadar karanlıkta da değildik. Kasabanın çıkışındaydık. Fakat gökyüzünde ta zenit noktasına dek dalganan beyaz ışıklar vardı. Böylesini tepede beklerken görememiştik. O âna dek ışıklar sabit bir çizgi ya da bulut gibiydi şimdi ise tepemizde hareketli dalgalar vardı. Gördüklerimizi nasıl tarif edeceğimizi hâlâ bilemiyorum. Evet bu sefer çıplak gözle bir hareketlilik görüyorduk ama videoda fark edilebilecek gibi de değildi. Hele öyle telefonla falan mümkün değil.

O gün geniş açı lensimiz yoktu maalesef. Bu sebeple gökyüzünün o güzelliğini yansıtamadık ancak işbu dalganma daha yüksek bir aktivite demek olduğundan fotoğraflar biraz daha değişiklik gösterdi.

Aurora 5 aurora 1

Bu son ve en renkli fotoğrafta sadece kontrast ve parlaklık ayarı yaptık, renklere de bir iki milim canlılık kattık. Renk değerleriyle büyük bir oynama söz konusu değil. Kuzey ışıklarını fotoğraflama konusundaki ilk tecrübemiz olduğundan ortada pek sanatsal kareler yok elbette. Ama her türlü eksiği gediği ile şahane anlar olarak arşivimizde yerini aldılar. Yolumuz daha kuzey enlemlerine düştüğünde daha güzelleri olur umarız diyoruz.

Ancak yaşadığımız bu tecrübe sonrasında kuzey ışıkları fotoğraflarına daha farklı gözlerle bakar olduk. Şu durumda bir çoğunda yüksek miktarda renk oynaması yapıldığını söyleyebiliriz sanırım. Gözümüzün gördüğüyle, algıladığıyla fotoğraf makinasının gördüğünün aynı olmaması bir nokta, makinanın çektiği ile bilgisayarda sonradan düzenlenen fotoğraf ayrı bir nokta. Bununla ilgili olarak internette yazılara, bilgilere ulaşabilirsiniz.


Burada da konuyla ilgili bir yazı var meselâ. Hemen üstteki fotoğraf da o yazıdan.Yukarıdaki fotoğrafa dayanarak şunları söyleyebilirim. Gözümün sadece üstteki kareleri görmesi bile bence başlı başına rüya gibi bir durum. İrlanda’da yaşadığımız tecrübe ise, yani nispeten daha sönük ışıklar, daha sönük dalgalar, bulunduğumuz enlemden kaynaklanıyor diye düşünüyoruz. Daha kuzeyde olsaydık daha güçlü hareketler görebilirdik galiba. Yukarıdaki fotoğraflarda renksiz olanlar kadar bile belirgin izler yoktu. En kuvvetli hâli belki yukarıdaki ortadaki fotoğraf kadardı. Hatta tepede ışıklar dans ediyor dediğimizde bile o sırada arkamızdan geçen bir grup genç için kayda değer bir durum söz konusu değildi. O esnada bilinçli bir şekilde başınızı kaldırmazsanız belki fark edemezdiniz bile. Bu sebeple bu tecrübeyi daha kuzey enlemlerde pekiştirerek karşılaştırmak lâzım 🙂

Sıklıkla kullandığımız, takip ettiğimiz aurora forecast sitelerini de ekleyelim.

http://www.aurora-service.eu/

http://www.softservenews.com/



2 thoughts on “İrlanda’da Kuzey Işıkları”

  • Ah ah ah, nasıl imrendim nasıl..Tanık olmak için can attığım bir fenomen Kuzey Işıkları. Şahane! Şimdi siz çıplak gözle görmüyorsunuz, ama bu yazınızı ‘triple like’ ettim. 😉 Sevgiler..

    • Ah, ah valla kim gitse kim görse ben de çok imrenirim. Çok şanslı ve mutlu hissediyorum gerçekten. İzlanda’larda, Norveç’lerde görmek nasip olur umarım. Biz göremedik ama bilgisayar algıladı sanırım ‘triple like’ durumunu 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir